Tüketici Sözleşmelerinde Haksız Şart Kavramı ve Sonuçları

Anahtar Kelimeler: Tüketici, Sözleşme, Haksız Şart

Tüketici işlemleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) kapsamında düzenlenmektedir. Kanunda tüketici “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak, tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” tanımlanmıştır. Başlığından da anlaşılacağı üzere kanunun amacı tüketicinin korunmasıdır. Tüketici işlemlerine ilişkin temel ilkelere TKHK m. 4’te yer verilmiştir.

Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar, TKHK m. 5’de düzenlenmiştir. Haksız şart tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır (TKHK m. 5/1).

Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez (TKHK m. 5/3).

Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez (TKHK m. 5/2).

TKHK m. 5/9 hükmüne istinaden hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik 17.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik m. 5/1 hükmünde haksız şart nitelendirmesi için şu iki unsurun bir arada olması gerekliliği düzenlenmiştir: i) Tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilme, ii) Tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olma.

Yönetmelik, tüketicilerin genel olarak müzakere imkanının bulunmadığı gerçeğine istinaden önceden hazırlanan ve standart sözleşmede yer alan şartlar müzakere edilmemiş kabul edilir (Yönetmelik m. 5/2). Bu kabul karine niteliğinde olup, aksinin sözleşmeyi düzenleyen tarafından ispatı mümkündür.

Yönetmelik m. 7 hükmünde, TKHK hükümleriyle uyumlu şekilde haksız şartların kesin hükümsüz olduğu öngörülmüştür.

Yönetmelik ekinde “Haksız Sözleşme Şartları” başlıklı bir liste yer almaktadır. Bu listede örnek olarak sayılan, sınırlayıcı olmayan şartlar haksız şart olarak kabul edilir (Yönetmelik m. 5/4)

Av. Musa Armağan ADAL

Tüketici Davalarında Harç, Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücreti

Anahtar Kelimeler: Tüketici, Harç, Yargılama gideri, Vekalet Ücreti

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) madde (m.) 73/1uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.

Harçlara ilişkin düzenleme ise m. 73/2’de yer almaktadır. Buna göre tüketiciler, tüketici örgütleri ve Ticaret Bakanlığı tarafından Tüketici Mahkemeleri nezdinde açılan davalar 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda düzenlenen harçlardan muaftır. Diğer yandan harçlar için geçerli olan bu muafiyet yargılama giderleri açısından söz konusu değildir.

Bu muafiyetin kapsamı, tüketiciler tarafından dava açılırken harç ödenmeyeceği gibi, davanın açılması sırasında tüketici tarafından harç ödememiş olacağından, tüketicinin davasının reddedilmesi halinde de harç nedeniyle herhangi bir sorumluluğu doğmayacaktır. 

Tüketicinin reddedilen davası nedeniyle yalnızca karşı taraf lehine hükmedilecek vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ekonomik yükümlülüğü doğacaktır.

Tüketiciler aleyhine açılan davalar bakımından ise bu muafiyet geçerli değildir.

Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen tüketici davalarında hükmedilecek vekalet ücreti Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin Üçüncü Kısım hükümlerine göre, nispi, yani dava konusunun parasal değeri üzerinden belirlenir. Ayrıca m.12/1 hükmünde tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, tarifenin yine üçüncü kısmına göre yani nispi vekalet ücretine hükmedilir.

Öte yandan, Avukatlık Kanunu m. 164/5 hükmü uyarınca dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir.

Av. Musa Armağan ADAL