İdari İşlemin İptali ve Tam Yargı Davaları

Anahtar Kelimeler: İdari Yargı, İptal Davası, Tam Yargı Davası, İdari İşlem

İptal davaları ile tam yargı davalarına ilişkin düzenlemeler İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda (“İYUK”) yer almaktadır. İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası (m. 2/1-a), idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal edilenler tarafından açılan davalar ise tam yargı davası (m. 2/1-b) olarak nitelendirilmektedir. Tam yargı davaları tazminat davası niteliğindedir.

Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemeleri’nde 60 gün, Vergi Mahkemeleri’nde 30 gündür (m. 7/1).

İptal ve tam yargı davası birlikte açılabileceği gibi doğrudan tam yargı davası da açılabilir veya ilk olarak iptal davası açılarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı gerçekleştirilme tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açılabilir (m. 12).

Doğrudan doğruya tam yargı davası açılabilmesi için öncelikle ilgili idareye başvurularak hakların yerine getirilmesi istenmelidir (m.13/1).

Danıştay’da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz (m. 27/1). Ancak davacının talebine istinaden, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde yürütmenin durdurulması kararı verilebilir (m. 27/2). 

Vergi uyuşmazlıklarından doğan ve Vergi Mahkemeleri’nde açılan davalar bakımından davanın açılmasıyla, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemleri durur (m. 27/4). Ancak İYUK m. 26/3 uyarınca işlemden kaldırılan dosyaların tahsil işlemleri devam eder ve bu işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalarda tahsil işlemi kendiliğinden durmaz, yürütmenin durdurulması talep edilebilir (m. 27/4).

Yürütmenin durdurulması talebi hakkında kabul yahut ret yönünde verilen karar aleyhine 7 gün içinde itiraz yoluna başvurulabilir (m. 27/7).

Gerek Danıştay, gerek Bölge İdare Mahkemesi gerekse de İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından davanın esasına veya yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilen kararlar idare tarafından gecikmeksizin yerine getirilmeye mecburdur (m. 28/1). Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak 30 günü geçemez, ancak disiplin hükümleri saklıdır (m. 28/1). Bu süre idarenin, kararın gereğini 30 gün içinde yerine getirebileceği şeklinde bir imkan olarak yorumlanmamalıdır; maddede öngörülen süre ölçütü “gecikmeksizin” olarak ifade edilmiştir. Nitekim Danıştay görüşü de bu yöndedir:

Bu emredici nitelikteki hüküm gereği idarenin en geç, aynı maddede belirtilen 30 günlük sürede işlem tesis etmesi hukuken zorunludur. İdari işleyiş nedeniyle oluşabilecek olası gecikmeler için öngörülen 30 günlük sürenin, karar gereklerinin yerine getirilmesinin geciktirilmesi amacıyla kullanılması hukuken olanaklı değildir. Dolayısıyla, bu süre idarenin işlem tesis etmesi gereken en son tarihi belirlemekte olup, 30 günlük sürenin bitimiyle beraber idarenin yargı kararlarının gereklerine göre işlem tesis etmeme yönündeki iradesi ortaya çıkmış olacaktır.” (Danıştay İDDGK 07.04.2011 T., 2007/557 E., 2011/212 K., www.kazanci.com, Erişim Tarihi: 15.05.2020)

Dava sonucunda idarenin ödemesi yönünde karar verilen parasal değerlerin ödenmesini sağlamak için öncelikle davalı idareden yazılı şekilde talepte bulunulmalıdır; talebin süresinde yerine getirilmemesi halinde icra takibi başlatılabilir (m. 28/2).

Av. Musa Armağan ADAL